Fatma, Suriye’nin kuzeyindeki Ali kampında çocuklarıyla birlikte yaşıyor. Köyü hava saldırısında bombalandığında her şeyini kaybetti. Yakındaki bir zeytinliğe kaçan aile, yere yatıp saklanarak hayatta kaldı.
“Büyük, güzel evimiz bir enkaza dönüştü” diye o günleri anlatıyor. “Uçakların geldiğini duyduk. Şimdi bile, mesela kahvaltı yaparken uçakların üstümüzden geçtiğini duyuyoruz ve o an her şeyi bırakıp tarlalara kaçmak zorunda kalıyoruz.”
Kampta yaşamanın güçlükleri
Aileye göre kamp hayatı son derece zor. Kamptaki imkanlar çok kısıtlı ve bölgeye ulaşan insani yardım miktarında bir düşüş söz konusu. Kış her şeyi daha da zorlaştırıyor: Yetersiz barınak olanaklarıyla, ailenin sert kış şartlarıyla mücadelesi oldukça güçleşiyor.
“Eskiden rahat ve huzur içinde yaşardık, ama şimdi sefalet içinde yaşıyoruz. Karşılaştığımız zorluklar yüzünden bir gün sanki bir yıl gibi geliyor.”
Kışın bıraktığı hasar
Fatma, geçen yıl kar yağışının çok olduğu ve güçlü rüzgarların çoğu çadıra zarar verdiği bir geceyi anımsıyor. Eşi çadırı korumak için gece boyunca uyumamış, fakat yine de çadırın yıkılmasını engelleyememiş, ailenin de başka bir çadıra taşınması gerekmişti.
“Kıyafetlerimiz ve yataklarımız çok ıslanmış ve çocuklarım üşütmüştü. Bu yaşadığımı asla unutmayacağım.”
Suriye genelinde kış çok tehlikeli bir mevsimdir. Bir dağın eteğinde yer alan Ali kampında kış mevsiminde hayat çok daha tehlikelidir.
“Kötü havalarda dağlardan taş düşer. Taşların geldiğini anlamak pek mümkün olmadığından bu olaya şahit olmak çok korkutucudur. Bir keresinde düşen taşlar çadırımıza isabet etmişti, ama Allah’a şükür o gece bir başka kamptaki akrabalarımıza kaçacağımız için zamanında uyanmıştık. O zamanlar kamp dışında elektrik olmadığı için şiddetli yağmur ve zifiri karanlıkta koşmuştuk. O gece yaşadığım dehşeti asla unutmayacağım. ”
“En azından burada, yaşam koşullarımızın her yerden daha iyi olacağını ümit ediyoruz.”
Kötü hava şartları ve heyelanlar ailelerin sık sık kamptan kaçmasına sebep oluyor, ancak gidecekleri başka yer de yok. Fatma bu durumu “Bütün mülteci kamplarında aynı acılar çekilir. En azından burada yaşam koşullarımızın diğer yerlerden daha iyi olacağını umuyoruz.” şeklinde açıklıyor.
Ebeveynlerini ve eşini kaybeden Fatma, şimdi çocuklarını tek başına büyütüyor. Onların ihtiyacını karşılamak için elinden geleni yapıyor ama yoksulluk ve kampın uzakta olması onu oldukça zorluyor. İlaçlar pahalı olduğu ve hastaneye gitme imkânları olmadığı için çocukları hastalandığında onlar için endişeleniyor.
“Hastaneler çok uzakta ve hastaneye ulaşma imkânımız yok. Çocuklarım ve torunlarım sık sık hastalanıyor ama hastaneye gidemiyoruz. Bazen yoldan geçen arabaların bizi hastaneye götürmesini bekliyoruz. Hastaneye gidebilsek de ilaç tedavisi çok pahalı. Tedaviye ihtiyacım var ama ödeyecek gücüm yok. Hayırsever insanların bana ilaç satın alacağı günü bekliyorum çünkü onu almam çok önemli. ”
Covid-19 ile gelen daha büyük zorluklar
Koronavirüs salgını aileye yeni zorluklar getirdi ve hayatlarını daha fazla tehlikeye attı. Yedi kişinin aynı çadırda yaşadığı Fatma’nın ailesi gibi ailelerin sosyal mesafeyi uygulaması imkânsız. Bu da enfeksiyon riskinin çok yüksek olduğu anlamına geliyor.
“Torunlarım bazen okula gidiyor ve salgın nedeniyle el temizliği ve maske gibi önlemler alıyorlar. Hepimiz koronavirüs yüzünden çok endişeliyiz. Çocuk ve torunlarıma bakıyorum ve onları güvende tutmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum.”
Kuzey Suriye’de Islamic Relief, Fatma’nın ailesi gibi ailelere kış yardımı sağlıyor. Çocuklar için kışlık kıyafet, çadırlar için plastik örtü, battaniye ve şilte ile ısınma için yakıt bu yardım kapsamında ulaştırılıyor. Ayrıca ailelere hijyen seti, gıda paketi ve kurban eti dağıtılıyor. Bu sayede aileler besleyici yemekler yiyebiliyor ve Covid-19 gibi hastalıklardan kendilerini daha iyi korumak için temizliklerine dikkat edebiliyorlar.
“Gıda kolileri buradaki koşullarımıza oldukça büyük katkı sunuyor. Besin ürünleri içeren bu paketlerle ailelerimiz için yemek hazırlayabiliyoruz.”
Islamic Relief, Suriye’de gıda ve sıcak ekmek dağıtımına devam ediyor. Sadece 2020’de 770.000’den fazla insana ulaştık. Desteklerinizle, on yılı deviren krizin çilesini çeken insanlara yardım eli uzatmaya devam edeceğiz: lütfen Suriye çağrımıza bağışta bulunun.