Sarsıldık ama Yıkılmadık: Türkiye-Suriye Depreminin Ardından 1. Yıl…
5 Şubat 2023’te, Ahmet ve Emine uyumaya hazırlanırken, başka bir ülkede, Ali işe gitmek üzere yola çıkıyor, şafak vaktinden önce bir felaketin hayatlarını sonsuza dek değiştirebileceğini asla aklına bile getirmiyordu.
Beş çocuk babası Ahmet, Suriye kırsalındaki köyünde sakin hayat düzeninde yaşıyordu, ta ki şiddetli sarsıntı köyüne ulaşana kadar.
“Köyümüz, barışın sığınağından bir kaos ve umutsuzluğun dokusuna dönüştü,” diyor Ahmet. “İşler durdu ve yiyecek nadir bulunur oldu, bu da bizi göçebe bir hayata zorladı, güvenlik arayışı için de bir köyden diğerine taşınmaya.”
Sonunda Ahmet, ailesinin Suriye’de güvenli bir yer bulamayacağını anladı.
“Her şeyi geride bırakma kararı almamız yürek parçalayıcıydı. Sırtımızdaki elbiseler dışında hiçbir şeyle, Türkiye’ye tehlikeli bir yolculuğa çıktık,” diyor Ahmet, Gaziantep’in güneyinde, Yağdöver köyünde kiralık bir daire bulmayı başardı.
Felaketin merkez üssünde
Yavaş yavaş, aile kendini daha güvende hissetmeye başladı – ta ki 6 Şubat’ın erken saatlerinde, kendilerini büyük bir felaketin merkez üssünde bulana kadar.
“Deprem, hiçbir uyarı vermeden vurdu, evimizin temellerini sarsıyordu,” diyor Ahmet, Richter ölçeğine göre 7.8 büyüklüğünde ölçülen güçlü depremin şokunu anlatırken. “Dışarıya koştuk, korku içinde yeryüzünün çalkalanmasını izledik. Evimiz, sığınaklarımız gözlerimizin önünde yıkıldı ama şükürler olsun ki, hayatlarımız kurtuldu.”
Ahmet, Yağdöver köyündeki evinin enkazı önünde
Kahramanmaraş’ta, Emine de uykusundan dehşetle kalktı.
“Deprem vurduğunda kocam evde değildi. Sadece ben ve çocuklar vardık,” diyor 47 yaşındaki anne. “Çocuklarımı sakinleştirmeli ve onları kurtarmalıydım. Kendi güvenliğimden çok onların güvenliğini sağlamaya odaklandım. Bir şekilde, yağmur ve karın ortasında çıplak ayakla dışarı kaçmayı başardık. Tam bir umutsuzluk manzarasıydı.”
Suriye sınırının ötesinde, Ali’nin dünyası parçalanıyordu.
“O gece fırında çalışıyordum,” hatırlıyor Ali, ailesi evde uyurken. “Etrafımdaki her şey şiddetle sarsılmaya başladı. Binadan dışarı fırladım. Manzara korkunçtu – binalar şiddetle sarsılıyor ve birbiri ardına çöküyordu. Ama asıl şok beni evde bekliyordu. Her şey yıkılmıştı. Enkazda aramaya başladım, ama sessizlik hakimdi. Gözlerim herhangi bir yaşam belirtisi aradı. Tam 3 gün boyunca kazdım ve aradım, ama boşuna.”
30 yaşındaki Ali, karısını ve 5 çocuğunu kaybetmişti.
“Ailemi kaybettim… Her şeyimi kaybettim. O zor anlarda, çocuklarımın anıları ve masum yüzlerinin görüntüleri zihnimde dolanıyordu. Kahkahalarını ve sarılmalarını hatırlıyorum. Benden alınan çocuklarım için ciğerlerimin en derininden bağırdım.”
Ali, karısı ve 5 çocuğunu her zaman hüzünle anıyor, düzenli olarak kabirlerine gidiyor.
Ahmet, Emine ve Ali daha fazla yıkımla karşı karşıya kaldılar. İlkine neredeyse eşit güçte bir sarsıntının da dahil olduğu yüzlerce artçı şok, Türkiye ve Suriye’deki zaten parçalanmış ailelere daha fazla yıkım getirdi.
Yaklaşık 57.000 kişi hayatını kaybetti ve birçok kişi yaralandı. Zarar geniş çaplıydı: felaket, Türkiye’nin en fakir yerlerinin de içinde olduğu 11 ilini ve insanların çoğunun zaten insani yardıma bağımlı olduğu Suriye’nin bazı bölgelerini etkiledi.
Felaketin ilk gününden itibaren İslamic Relief Türkiye bir can simidi oldu.
On binlerce hayatta kalana yiyecek, su, battaniye ve hijyen malzemeleriyle birlikte nakit ve market kartlarıyla ulaştık. Emine yardım ettiğimiz kişiler arasındaydı: ailesi yiyecek, battaniye ve temiz suyun yanı sıra temel ihtiyaçlarını satın almak içinı dağıtılan market kartlarından faydalandı.
Islamic Relief Suriye ve Türkiye’de hayatların yeniden inşasına yardımcı oluyor
Takip eden aylarda, Suriye’deki aileler, İslamic Relief Türkiye tarafından inşa edilen sağlam barınaklarla ince çadırları değiştirdi. Su altyapısını onarma ve hasar alan sağlık tesislerini güçlendirme çalışmalarına başladık. İslamic Relief Türkiye, tarım ve hayvancılık geçim kaynaklarını yeniden canlandırma çabalarını genişletti. Öğretmenlere, okulları yeniden inşa edecek 2 yıllık bir proje aracılığıyla eğitim ve maaş sağlandı.
Türkiye’de, okulları yeniden inşa etmek için benzer müdahalelere hız verdik ve ailelerin güvenilir geçim kaynakları oluşturmasını destekleyen çalışmalarımızı genişlettik. Ahmet, yıllardır geçim kaynakları projelerimizden birine halihazırda dahildi.
“Suriye’de çobanlık yapıyordum. Geçim kaynağımın kaybı, içimi acıtan, doldurması çok zor bir boşluk yaratmıştı” diyor İslamic Relief Türkiye ile tanıştığında yeniden umutlarına sarılan Ahmet. “Bana 13 koyun, bir koç ve yem verdiler. Bu jest sadece bir hediye değildi; bir can simidi, yeniden hayat kurma fırsatıydı.”
“Koyunlar bir geçim kaynağı ve gelir kaynağı haline geldi. Süt, peynir ve et sağlayarak hayat tutunmamıza yardımcı oldular. Özellikle sert kışlarda zorlu bir girişimdi, ama yaşam amacımı bana geri verdi.”
Bunlara ek olarak Islamic Relief Türkiye, yetim sponsorluk programını genişleterek Türkiye’de ve Suriye’de 4.000’den fazla dezavantajlı çocuğun bakımına yardımcı olmakta.
Emine ve 9 yaşındaki oğlu Osman, deprem sonrası gıda ve temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olan Islamic Relief Türkiye’den aldıkları market kartıyla birlikte
Milyonlarca insan gittikçe derinleşen yoksulluk ve zorluklarla karşı karşıya
Felaketin üzerinden bir yıl geçtikten sonra, 17 milyon insan hala uzun bir iyileşme süreciyle karşı karşıya. Meydan okumanın büyüklüğü muazzam: her iki ülkede de, iyileşme ve yeniden yapılandırmanın maliyeti 80 milyar dolar kadar yüksek olabilir. Zaten, yoksulluk gidereke derinleşiyor ve toplanılan kalkındırma destekleri giderek azalıyor.
Birçok insan hala hayati hizmetlere erişimi olmayan çadırlarda ve geçici barınaklarda yaşamaya devam ediyor. Ahmet ve ailesi de bunların arasında: deprem apartmanlarını yıktıktan hemen sonra, Devlet onlara önce bir çadır ve daha sonra yıkılmış binalarını yanında bir prefabrik konut verdi. Apartmanlarının yeniden inşa edildiği ve geri dönebilecekleri günü hayal ediyorlar.
“Eski evimizin sıcaklığını ve güvenliğini özledik, ama elimizde sadece anılar kaldı.”
Deprem sonrası Ahmet’ın ailesinin yaşadığı geçici çadır
Emine de henüz evine dönemedi: ailesi, evlerinin yeniden inşa edilmesini beklerken hala geçici bir prefabrikte kalıyor. İki çocuk annesi, felakette yaşadıklarından dolayı bir yıl sonra bile travma yaşıyor.
“Çocuklarım için yoğun bir korku hissediyorum ve hala şokun etkilerini yaşıyorum,” diyor. “Depremi takip eden aylarda, birçok zorlukla karşı karşıya kaldık. Yeni gerçekliğe uyum sağlayamadık, ama bizi daha kötüsünden koruduğu için Allah’a şükrediyoruz. Belki bu bir uyarıydı, ama anlayıp anlamadığımızdan emin değilim.”
Yas tutan ve travma yaşayan Ali, ailesinin evinin enkazı arasında, Suriye’nin Idleb yakınlarındaki Azmarin’de, ebeveynleriyle birlikte bir çadırda yaşamaya devam ediyor.
“Ailemi kaybettiğim için yüreğim acıyor. Sabır ve güç vermesi için Allah’a dua ediyorum. Çadır benim sığınağım oldu. Ailemin başına gelenler nedeniyle üzerime çökecek korkusuyla beton evlerde yaşamaktan korkuyorum. Zaman zaman yer sarsılıyor ve panik ve korku yaşıyorum. Kalbim hızlanıyor ve çocuklarımı ve başlarına gelenleri hatırlıyorum.
“Ailemin ölümünden bu yana bir yıl geçti. Hayatım tamamen değişti, şok, sefalet ve trajedi durumunda yaşıyorum. Temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için çoğunlukla insani yardıma bağımlıyız.”
1999 yılında da, güçlü bir deprem Türkiye’deki hayatları altüst etmişti. Burada, felakette evlerini kaybeden insanlar, yine Islamic Relief tarafından sağlanan bir çadırın dışında duruyorlar.
90’lerden bu yana İslamic Relief, bölgedeki depremler ve diğer krizlere yanıt veriyor. Son ölümcül depremlerin yıldönümünde, kaybettiklerimize Allah’tan rahmet diliyor, Ahmed, Emine ve Ali gibi hayatta kalanlara olan taahhüdümüzü yeniden teyit ediyoruz. Bu ani afet sebebiyle sarsılmış ancak yıkılmamış, ayakta kalabilmek için destek bekleyen insanlar. Hayatlarını ve ailelerini yeniden inşa etme mücadelelerinde yanlarında olmaya devam ediyoruz.
Emine, “Şimdi birçok zorlukla karşı karşıyayız, ancak yardımlarınız yükümüzü büyük ölçüde hafifletiyor, desteğiniz bize güç veriyor” diyor. Ahmet “Bu, direnç ve umut hikayesidir” diye yansıtıyor.
Islamic Relief Türkiye’nin asrın afetine karşı gerçekleştireceği projeler için Deprem Fonumuza bağış yaparak Ahmet, Emine ve Ali gibi nice hayatta kalanları desteklememize yardımcı olun, bu projelerde sizin de payınız olsun.