Dr. Ihsan, Suriye’nin kuzeyindeki bir hastanede çalışan bir kardiyolog. Suriye’deki birçok hastane gibi çalıştığı hastanede de Covid-19 hastaları için özel ekipman bulunmuyor.
Bölgedeki birçok sağlık merkezi, Covid-19 hastalarını tedavi etmek için gerekli olan röntgen makinesi, CT tarayıcısı ve laboratuvar gibi hayati ekipmanlardan yoksun. Dr. Ihsan, hastanedeki sağlık görevlilerinin hastaları tedavi ederken aldığı önemli önlemlerden bahsediyor:
“Hastanede maske ve eldiven takıp gerekli tedbirleri alıyoruz. Tüm hastaların hastaneye girişi yapılmadan önce vücut sıcaklığı kontrol ediliyor ve koronavirüs belirtileri olup olmadığı soruluyor. Semptom gösteren hastalar karantina merkezine gönderiliyor.”
Suriye’deki istatistiklerin gerçek yüzü
Covid-19, Suriye’nin kuzeyine kısmen geç ulaştı, ancak şimdi hızla yayılıyor. Dr. İhsan, kesin vaka sayısının resmi rakamlardan daha fazla olabileceğinden endişe ediyor.
“Semptom taşıyanların hepsine test yapılmadığı için toplam vaka sayısı çok daha fazla. Pek çok insan test sonucunun pozitif çıkmasından korkuyor ve kendini daha iyi hissedene kadar izole etmeye ve evde kalmaya karar veriyor. ”
İnsanlar sosyal mesafeyi uygulayıp dışarıda vakit geçirebildikleri için yaz aylarında koronavirüs ile baş etmek daha kolaydı. Fakat, dondurucu Suriye kışı sosyal mesafeyi uygulamayı çok daha zorlaştırdı ve 10 kişinin bir arada yaşadığı çadırlarda virüs şimdi çok daha hızlı yayılabiliyor.
Mülteci kamplarındaki zorluklar
Kamplardaki insanların içinde olduğu derin yoksulluk nedeniyle, herkesin maske satın almaya gücü yetmiyor ve temizlik kurallarını bilse bile, herkesin bunu uygulama imkânı bulunmuyor. Bu durum, kamplarda yaşayan insanların çok yüksek enfeksiyon riskiyle karşı karşıya olduğu ve salgını kontrol etmenin bir hayli zor olduğu anlamına geliyor.
“Ortak banyolar nedeniyle her zaman temiz su bulunmuyor. İnsanlar su ve sabunları olmadığı için ellerini düzenli olarak yıkayamıyorlar. Birine koronavirüs bulaşırsa, altı kişiyle birlikte aynı çadırda kaldığı için karantinaya alınması mümkün değil. Bu insanlara yardım etmesi için Allah’a dua ediyoruz” diyor Dr. İhsan.
Kriz bölgesinde yaşanan salgının yükünü Dr. İhsan gibi doktorlar çekiyor.
“Unutamadığımız pek çok üzücü vakayla karşılaşıyoruz. Örneğin 4 yıl önce hastanemizin girişinde hava saldırısı gerçekleşmiş, bir güvenlik görevlisi, bir hemşire ve iki kişi daha öldürülmüştü. Onlar için hiçbir şey yapamadık. ”
Doktor olmanın yürek burkan yanı
İhsan Bey kendisine gelen 24 yaşındaki genç bir hastadan bahsediyor: ‘‘Hiç hastalık geçmişi yoktu ve sadece hafif semptomlar gösteriyordu.
İki gün sonra durumu ağırlaştı. Oksijen doygunluk seviyesi çok düşüktü. Onu yatırıldığı hastanedeki karantina merkezine gönderdim. Oksijen doygunluk seviyesi iyice azaldı ve kendisine oksijen verildi. Sonrasında yaptıkları taramanın sonucu endişe vericiydi. Umarım yakında iyileşir.”
Dr. İhsan, kış mevsiminin halihazırda sağlık sorunları yaşayanlar üzerindeki etkisinden de endişe ediyor.
“Kronik hastalıkları olanlar için kış çok tehlikelidir, grip olmak bile durumlarını kötüleştirebilir. Nitelikli tıbbi bakıma ihtiyaç duyarlar. Fakat, Covid-19 sağlıklı insanları bile etkiliyor. Bu da, kronik hastalık veya kalp hastalığı olanlar ile yetersiz beslenme, kan basıncı veya kan şekeri sorunları yaşayanlar için durumun daha da zor olduğu anlamına geliyor.”
Geleceğe dair umutlar
Dr. İhsan geleceğe biraz kuşkuyla bakıyor.
“10 yıl sonrasını düşünmek imkânsız geliyor. Şu an bile ne olacağını bilmediğimiz için önümüzdeki ayı zar zor düşünebiliyoruz. Birçok insan evlerine dönme hayaliyle yaşıyor.
“Son birkaç ayda 1,5 milyondan fazla insanın yerinden edildiğini biliyoruz. Bu yüzden, bu bölgede barışın gelmesini hayal ediyoruz, yerinden edilmiş tüm insanların çadırlarından ve perişan durumlarından kurtulup evlerine dönebilmelerini hayal ediyoruz.”
On yıldır bir krizle yaşayan bu halk için, Covid-19 sadece başa çıkılması gereken bir başka trajik gerçek. İnsanlar hastalanmaktan çok korksalar da Dr. İhsan, virüsün, çoğu insan için, yıllardır yaşadıkları acılara kıyasla sönük kalan başka bir kriz olduğunu söylüyor.
“Buradaki insanlar Covid-19’dan pek korkmuyor çünkü zaten çok şey yaşadılar. Hava saldırıları, yerinden edilme, sefalet ve yakınlarını kaybetmeyi yaşadılar. Bu sebeple, çoğu insan Covid-19’u hafif bir enfeksiyona benzetiyor ve virüsün hava saldırıları, psikolojik travma veya yoksulluktan kaynaklanan acılarının yanında bir hiç olduğunu düşünüyor.”
Islamic Relief, Suriye’deki Covid-19 salgınıyla mücadelede ön saflarda yer alıyor. Koronavirüsün yayılmasını azaltma çabalarının bir parçası olarak, 84 sağlık tesisine, maske, eldiven ve tıbbi önlük içeren kişisel koruyucu ekipmanın (KKD) yanı sıra temassız termometre, el dezenfektan jeli, dezenfektan spreyi ve diğer sterilizasyon çözümleri tedarik ettik. Karantina alanlarının oluşturulmasına da destek verdiğimiz sağlık tesislerinde farkındalık yaratma çalışmaları gerçekleştirdik.